Koronavirüs ile mücadele ettiğimiz şu günlerde kişisel ve toplumsal hijyen dışında dikkat edilmesi gerekli en önemli konulardan birisi de hiç şüphesiz ruh sağlığımız. Salgın hastalık dönemindeki kayıplar, hasta geçmişleri ve yaşanan çeşitli sorunlar her birimizi belli ölçüde etkiliyor. Bu dönemde yaşanan belirsizlikler ve olumsuz olaylar kişilerde kaygı sorunlarıyla karşılaşmasına neden olmakta.
Kaygı denildiğinde genellikle olumsuz bir duygu zihnimizde canlansa da aslında sorunlarla baş etmede ve motivasyon sağlamada bizim için önemli bir faktördür. Ancak özellikle yaşanılan belirsizlik bu kaygı duygusunu daha çok besler ve kişinin hayatını devam ettirmede sorunlar yaşamasına neden olur.
Peki, bu kaygı durumunu nasıl yenebiliriz? Şöyle ki eğer kaygı bozukluğunuz ya da panik atağınız varsa bu durumu tek başınıza desteksiz yürütmeniz zor olacaktır. Bu durumda profesyonel desteği ihmal etmeyin. Ancak günlük kaygıları yenmede en önemli konulardan birisi doğru kaynaklardan yeterli bilgilere erişmektir. Ne kadar doğru bilgi o kadar daha az kaygı demektir. Bunun dışında zihnimizde olayları yorumlarken yaptığınız hataları belirlemeye çalışın. Çarpıtma, mükemmelliyetçilik, zihin okuma ve büyütme gibi hataları tespit etmeye çalışın. Daha çok hayatın içinde yer alın, paylaşımlarınızı ve iletişiminizi artırmayı deneyin.
Kaygı konusunda en büyük sorunlardan birisi kaygıyı yok saymaktır. Ya hiç kaygılanmaması gerektiğini ya da kaygısının yersiz olduğunu kendine söylemeye çalışmak fayda sağlamayacaktır. Yaşadığı bu kaygının normal olabileceğini, her insanın belli öliçüde kaygı yaşayacağını ve bu durumu doğru bilgi ve tekniklerle alabileceğini düşünmek daha etkin bir yol olarak gözükmektedir. Koronavirüsle ilgili kaygıların temelinde sosyal medya ve tv kanalları aracılığıyla çok fazla bilginin yayılıyor olmasıdır. Çok fazla bu konulara odaklanmak, her tv programına katılan kişilerin söylediğine değer vermek kaygıyı daha çok büyütebilir. Daha sağlam bilgilere ulaşmak adına bilimsel yayınları takip etmek daha doğru olacaktır.